Kerem Cantekin
Cem Oyvat’ın da yazdığı gibi AKP’nin Gezi Parkı için referandum önermesi bu partiden beklenebilecek bir adım. Ama bu adımın haftalar süren akıl tutulmasından sonra oldukça akıllıca bir adım olduğunu da belirtelim. Gezi Parkı Direnişi belki de en başından beri karşılaştığı en büyük tuzakla karşı karşıya. Referandumu reddetmek, AKP’nin bu hareketi halk karşıtı olarak göstermesine neden olabilir. Ancak akıllıca hareket edildiğinde referandumun bir fırsat olduğunu da aklımızda tutmak lazım.
Öncelikle şunu aklımızda tutalım, AKP mecbur kalmadığı sürece demokratik süreçlere ve tartışmalara çok sıcak bakan bir parti değil. Başbakanın birçok konuda tartışmak ve uzlaşmak yerine, kendisince en doğru bulduğunu gerçekleştirmek istediğini sanırım söyleyebiliriz. Öyle ki, bakanların yaptıkları açıklamalar bir kenara itilebiliyor. Hatta öyle ki, normal şartlarda Topçu Kışlası konusunda karar yetkisine sahip olan belediye başkanı da olsa, en azından görünen, bu konuda Kadir Topbaş’ın başbakanın kararlarını uyguladığı. Ama AKP, rakiplerinin (bütün rakiplerinin) halk karşısına çıkmaktan kendisinden daha fazla korkacağı inancına sahip. İşte bu direnişle birlikte bu önyargının yıkılıp atılması şansı oluştu.
Eski seçim sonuçlarına bir göz atalım. 2011 seçimlerin AKP’nin İstanbul oyu yüzde 48dir. İki yıl geriye gidersek Kadir Topbaş yüzde 44 oy almıştır. İl genel meclisinde oy oranı yüzde 40’a kadar düşmüştür. Dolayısı ile AKP İstanbul’da yenilmez değildir. Üstelik de oylanan doğrudan AKP olmayacaktır. Ki bu, bu seçimden kışlaya hayır oyu çıkmasını kolaylaştırmaktadır. CHP ve diğer partiler geriye çekilip sadece verdikleri destekle yetinirse, hareketin içinde yer alan örgütler ve insanlar doğrudan kampanyanın içinde yer alırsa, özellikle oylamanın aynı zamanda özgürlükler için de yapıldığını anlatmayı başarırsa hareketin içindeki insanlar, bu oylamada AKP doğrudan direnişe destek veren halk ile karşı karşıya gelebilir ve kaybedebilir. Okumaya devam et →